Mutlu Çocuklar Geleceğimizdir! Geleceğimizi Koruyalım!
Birlikte Önleyebiliriz
Avrupa Komisyonu’nun Okul Politikaları raporunda erken okul terkine yönelik ‘bütün okul yaklaşımı’ için anahtar şartlar, birbirine kati şekilde bağlanmış beş tematik alan etrafında organize edilmiştir. Bunlardan Öğrenci Desteği’ne yönelik tematik alanda öğretmeye ve öğrenmeye güçlü bir şekilde odaklanırken, öğrencilerin refahının da beslenmesi gerektiği vurgulanmakta, okulların, okul içinde ve dışında ortaya çıkan zorbalık, mağduriyet, şiddet veya istismarın tespitinde önemli roller oynayabilecekleri belirtilmektedir. Hatta bunlarla baş etme stratejileri geliştirme bu bağlamda oldukça önemli görülmektedir. Erasmus+ Programı da eğitimi alanına yönelik stratejik ortaklıklar kapsamında benzer şekilde ilişkili pek çok unsur yanında “zorbalık (siber zorbalık dâhil) ve şiddet” formlarını ele almaya yönelik eylemleri öncelemektedir. İlgili literatüre göre yukarıda belirtilen türden bir davranışın diğer pek çok sağlık sorunu yanında eğitim başarısızlığı, okul terki, ders başarısında düşme, okula devam etmeme, konsantrasyon güçlüğü gibi eğitimsel sonuçları bu öncelemenin nedenlerini anlaşılır kılmaktadır. Bu önceleme aynı zamanda yukarıdaki formlar dikkate alınarak çocuk istismarına yönelik araştırma, yasal düzenlemeler ve eğitim programları konusundaki öncü girişim ve uygulamalar nedeniyle Türkiye için Avrupa işbirliğini önemli hale getirmektedir.
Bu sorunlu yanlara ve onu yönetebilmeye yönelik artan bilgi ve farkındalık, okulu erken terk etme ve bunun sebep olduğu kayıplar ile mücadele etme yanında tüm öğrenciler için başarı olanağı sunmayı destekleyecek yeterliklerin edinimini sağlayacaktır. Bu nedenle ilgili politika ve eğitimlere yansıtılabilecek nitelikteki bilimsel bilgi; mağduriyet, şiddet veya istismarla mücadele etmesi gereken mesleksel grupların mesleki formasyonlarının güçlendirilmesi açısından son derece önemlidir. Bu konuların sağlıklı bir şekilde tespitinde bilgi, beceri ve farkındalıkları arttırılması gereken grupların başında ise öğretmenler gelmektedir. Eğitim döngüsünün başlaması ile okul çağı çocuklarının en çok zaman geçirdiği kişiler öğretmenlerdir. Bu nedenle istismarı önleme çalışmalarında muhakkak okullar yer almalıdır. Literatürde, sürekli çocuklarla iletişim halinde olan ve çocuk eğitimi ile ilgili bilgi ve deneyime sahip öğretmenlerin kötü muameleye maruz kalan çocukların tespiti ve korunmasında son derece önemli olduğuna vurgu yapılmaktadır. Bu konudaki ulusal ölçekli çalışma sonuçları ise öğretmenlerin büyük bir çoğunluğunun çocuk istismarı konusunda özel bir eğitim almadığını, çocuk istismarını fark etme ve bildirimde bulunma noktasında ciddi yetersizlikler bulunduğunu göstermektedir.
Oysa öğretmenlerin çocuk istismarını ve ihmalinin önlenmesinde;
a. Çocuk istismarı ve ihmali konusunda bilinçlenme/eğitim alma,
b. Önleme çalışmalarında bulunma,
c. Okul ortamında istismarı önleme ve mağdur çocuğu fark edebilme/belirleme,
ç. Mağdur çocuğa doğru ve uygun yaklaşım sergileme,
d. Adli bildirimde bulunma,
e. Okul rehberlik servisi ile işbirliği düzeyinde sorumlulukları bulunmaktadır.
Öğretmenlerin, gerek çocuk istismarı olarak tanımlanabilecek davranışlarını kontrol etmek, gerekse mağdur çocukta istismar belirti ve bulgularını fark edebilmek için çocuk istismarına yol açan etkenler kadar, istismarın sonuç ve yansımaları hakkında bilgi sahibi olmaları gerekmektedir.
Literatürde öğretmenlerin;
• Çocuk istismarını belirleme ve bildirme konusunda yetersiz bilgi düzeyi,
• Olayın içerisinde yer alma korkusu,
• Okul yönetiminin öğretmenleri desteklememesi,
• Aile ilişkilerine ve ana-babalık uygulamalarına müdahale ediyor olma konusunda
endişelenme,
• Ebeveynlerin birbirlerinden olası öç alma davranışları konusunda kaygılanma,
• Ailelerin okula yabancılaşması konusunda kaygılanma,
• Daha önceki istismar bildiriminde yaşanan olumsuzluklar, vb. gerekçeler ile bildirim
yükümlülüklerini ihmal edebildiği bildirilmekte olup, öğretmenlere yönelik eğitim
programları ile bu çekincelerin ortadan kaldırılması mümkün görülmektedir.
Literatürde yer alan bazı araştırma bulguları, öğretmenlerin ya tamamının, ya da çok büyük bir oranının daha önce çocuk ihmal ve istismarıyla ilgili resmi bir eğitim almadıklarını göstermektedir. Bu sorunlu yanlara ve onu yönetebilmeye yönelik artan bilgi ve farkındalık, okulu erken terk etme ve bunun sebep olduğu kayıplar ile mücadele etme yanında tüm öğrenciler için başarı olanağı sunmayı destekleyecek yeterliklerin edinimini sağlayacaktır.
Proje başvurusu bu sorunsaldan hareket etmektedir ve bu konuların sağlıklı bir şekilde tespitinde stratejik bir potansiyel içeren öğretmenlerin hem konuya ilişkin bilgi, bilinç ve farkındalıklarını hem de soruna ilişkin süreç yönetimi becerilerini güçlendirerek öğretmeye ve öğrenmeye güçlü bir şekilde odaklanırken, öğrencinin başarısını ve etkinlik derecesini olumsuz yönde etkileyen faktörlere ve okulların karşı karşıya kaldıkları yeni ve karmaşık zorluklara yeterli cevabı vermeyi amaçlamaktadır.
Çocuk, İnsanlığın Öz Yurdu, Vicdanıdır!
Çocuk, İnsanlığın Öz Yurdu, Vicdanıdır!